Üniversite, diploma almaktansa yaşanması gereken bir tecrübe. Pek çok üniversite öğrencisi okuldan mezun olduğunda özgeçmişine yazabileceği pek çok nitelik kazanmış oluyor. Arkadaşlarıyla çok güzel anılar biriktiriyor, hem fakültedeki hocalarıyla hem de arkadaşlarıyla güçlü ilişkiler kuruyor. İnsanlar genellikle üniversitede geçirilen yılların “kendini bulma” dönemi olduğunu söyler. Yani gerçek dünyaya adım atmadan kendinizi tanımış ve ne yapmak istediğinizin farkına varmış oluyorsunuz.
Diploma almak çok zor bir şey aslında bu nedenle de diplomasını almış kişiler kendileriyle gurur duymalı. Hele ki okurken bir yandan da çalışan öğrenciler için diploma almak daha da zor bir görevdir. Üniversitenin işlevi pek çok kişi için aynıdır: Başarılı bir kariyer umuduyla uzun bir yolda ilerlemek. Ancak herkes bu yolu tercih etmiyor. Nerede bir kural varsa mutlaka istisnalar da vardır.
Şimdi okuyacağınız kişiler hayallerinin peşinden gitmek için üniversite diplomasından vazgeçtiler.
Bu harika insanlar daha önce eşi benzeri görülmemiş şeyleri başardı ve üniversite diplomaları olmadan liderlikleriyle inanılmaz başarılara imza attı. Onlar için kısaca şöyle diyebiliriz: Üniversite herkese uygun bir yer değil.
1- Bill Gates
Dünyada tam 2. 043 tane milyarder var. Bunların arasında sizin de aklınızdan geçen birkaç tane isim muhakkak vardır. Benim için bu isimlerin en başında Bill Gates geliyor. Sonuçta kendisi Forbes’a göre 98 milyar dolarlık net geliriyle şu anda dünyanın en zengin 2. insanı.
Gates, Harvard Üniversitesini yarıda bırakmasıyla tanınıyor. 1975 yılında Microsoft’u kurmak için bu prestijli üniversiteyi yarıda bıraktı. Üniversiteyi yarıda bırakmaktan pişmanlık duymasa da insanların üniversite diploması alması gerektiğini düşünüyor.
“Üniversiteyi yarıda bırakıp yazılım alanında kariyer yapma şansına sahiptim ama diplomanızın olması sizi başarıya daha kolay ulaştırır. Üniversite mezunları, mezun olmayanlara göre daha cazip işler bulabiliyor, daha yüksek gelir elde edebiliyor ve hatta araştırmalara göre daha sağlıklı hayat sürebiliyor. Aynı zamanda bu kişiler Amerika’nın iş gücüne nitelik ve beceri ekliyor, ekonomimizin büyümesini ve rekabetçi olmasını sağlıyor.”
Komik bir anekdot da paylaşayım sizinle: Üniversitedeyken Gates, kendi derslerine gitmek yerine kaydolmadığı derslere gidermiş. Finallerden önce kafasını başka bilgilerle doldurmanın daha eğlenceli olduğunu düşünürmüş.
“Aslında benim durumum çok garip çünkü sürekli üniversite seviyesinde ders alıyorum.” diyor Gates. “Öğrenci olmayı çok seviyorum.”
Bir röportajında Bill Gates, başka bir kariyer seçecek olsaydı yapay zeka, enerji sektörü ya da biyoteknolojiden birini seçeceğini söyledi. Siz de kariyer değişikliği yapmayı düşünüyorsanız ona kulak vermenizi tavsiye ederim.
Mutlaka okuyun: Bill Gates’in Muhteşem Hayatı
2- Richard Branson
Babası barista, annesi de kabin memuruydu. Kendisi ise disleksiydi. Hayatının nasıl başladığını öğrenseniz onun milyarder olduğuna inanmazsınız.
16 yaşındayken okulu yarıda bırakan Richard Branson, “Student” adında bir dergi çıkarmaya başladı. Derginin ilk sayısı 8. 000 dolarlık reklam geliri elde etti. Ama bu sadece başlangıçtı.
Daha sonra müzik stüdyolarından plak şirketine, uçaklardan adaya kadar aklınıza gelebilecek her şeyi satın aldı. Hırsını kullanarak 8. 000 dolarlık geliri diploması olmadan 5 milyar dolara dönüştürdü.
” Servet elde etmek için yatırım yapmıyorum. Tam tersine başkalarının iş yapma şeklini beğenmediğim için yatırım yapıyorum.” diyor Branson Entrepreneur‘a verdiği bir röportajda.
Sir Branson teknoloji sektöründe işlerini büyütmeye çalışırken bir yandan da farklı pazarlarda şansını deniyor. En sonki girişimiyse Memphis Meats oldu. Bu şirket, kümes ve besi hayvanlarını katletmeden hayvan hücrelerinden biftek, tavuk ve ördek eti üretiyor.
Branson, iş dünyasına adımını attığından beri her işi tutkuyla yapıyor. Onu dinlemek isteyen herkese aynı tavsiyeyi veriyor:
“Zamanınızı hayatta tutku duyduğunuz şeyler üzerinde çalışmaya harcayın. Size verebileceğim en iyi tavsiye bu olacaktır.”
Mutlaka okuyun: Richard Branson’un Başarı Hikayesi
3- Mark Zuckerberg
Pek çoğumuzun tanıdığı Mark Zuckerberg, birçok insanın hayatına dokundu. Kendisi Facebook’un ortak kurucusu ve evet o da üniversiteyi yarıda bırakanlardan. Üniversitede ikinci yılından sonra Harvard’dan ayrıldı ve giderek ün kazanan sosyal medya platformunu Palo Alto, Kaliforniya’ya taşıdı.
Şunu unutmayın, üniversite her zaman diploma demek değildir. Herkes bunu beceremez. Ancak Zuckerberg, Facebook’u bugünkü haline getirmesini sağlayan arkadaşlarıyla bu prestijli üniversitede okurken tanıştı. Eşi Priscilla Chan’le de Harvard’da tanıştıklarını ekleyelim.
Zuckerberg, üniversiteden ayrıldığında 20 yaşındaydı ama 12 yıl sonra fahri diploma aldı. Bu yılın başında açılış konuşmasını yapmak üzere Harvard Üniversitesine davet edildi. Konuşmasında pek çok girişimcinin yararlanabileceği farklı konulara değindi:
“Bugün buraya amacınızı bulmanın yeterli olmadığını söylemeye geldim. Jenerasyonumuzun karşı karşıya kaldığı sorun herkesin amacının olduğu bir dünya yaratmak.” diye konuştu Zuckerberg.
Mutlaka okuyun: Mark Zuckerberg’in Hayatı
4- Cosmas Maduka
Cosmas Maduka’nın hayatını okuduğunuzda iradeyle her şeyin başarılabileceğini göreceksiniz. 4 yaşındayken babasını kaybeden Maduka ve ailesi büyük sıkıntılar çekti. 7 yaşındayken annesine yardımcı olmak için ilkokulu yarıda bıraktı. Araları bozulana kadar amcasının yanında tamircide çıraklık yaptı. Bu tecrübesinden öğrendiklerini milyar dolarlık bir hayale dönüştürdü. Deneme- yanılma yoluyla başarıyı yakaladı. Coscharis Motors adında zamanla büyüyen bir şirket kurdu. Şirket şu anda Nijerya’nın en büyük otomotiv bayilerinden biri. Bugün net geliri 1 milyar dolar. Cosmas şirketinin hikayesine baktığınızda başarısının sırrının tesadüf ya da şans değil de devamlılık ve kararlılık olduğunu göreceksiniz.
Maduka’nın hayatından öğrenmeniz gereken en önemli şey ise asla pes etmemek.
5- Ted Turner
Turner, 24 saat kablolu yayın yapan ilk haber kanalı CNN’in kurucusu. Bu oldukça önemli bir şey. Siz kanalı izlemiyor olabilirsiniz ama dünyanın dört bir yanından milyonlar izliyor. Ted Turner, girişimci bir aileden gelse de eminim kendisi bile bu kadar başarı elde edeceğini düşünmemiştir. Ted Turner 1930’ların sonunda Turner Advertising adlı şirketin sahibi Ed Turner’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Babası bipolardı, bu nedenle de baba- oğul ilişkisi oldukça çalkantılıydı. Babasının çalkantılı ruh hali Ted’i fiziksel olarak istismar etmesine yol açtı. Ted’in babası II. Dünya Savaşı sırasında askere alınmıştı, bu da ailenin kopmasına yol açtı. Babası herkesin Körfez Kıyısına taşınmasını istemişti ama Ted bu sırada Cincinnati eyaletinde yatılı okulda okuyordu. Lise eğitimini bitiren Ted, Brown Üniversitesine kabul edildi. Ancak diplomasını almadan okuldan ayrıldı.
Ted, daha sonra babasının kurduğu Turner Advertising şirketinin yöneticisi oldu. Babasının altında çalışarak sadece bir yıl içinde şirket gelirini ikiye katladı ve kendisini babasına kanıtladı. Ancak Ted’in babası şirketi mali krize soktu ve bir süre sonra da dayanamayıp intihar etti. Ted ise kendisini işe vererek babasının ölümünün üstesinden gelmeye çalıştı. Bu arada da Turner Advertising şirketinin başkanı ve CEO’su oldu. Daha sonra TV sektörüne adım attı ve bugünkü başarısını elde etti. Ted’in bugünkü net serveti 2. 2 milyar dolar. Ona başarıyı getiren şeyin talihsizlik mi yoksa girişimci ruhu mu olduğunu söylemek zor.
“Asla pes edemezsiniz. Kazananlar asla pes etmez, pes edenler de asla kazanamaz.”
6- Amancio Ortega
Kendisinin net serveti 84. 2 milyar dolar. Yoksul bir aileden geldiğini söylesem buna inanır mıydınız? Avrupa’nın en zengin insanlarını düşündüğünüzde Amancio Ortega’nın değişik bir hikayesi var. Ortega’nın babası İspanya’da çok düşük bir maaşla çalışıyordu. Ailesine destek olmak için Amanico da 13 yaşında okulu yarıda bıraktı ve Gala isimli bir şirkette mağaza satış görevlisi olarak çalışmaya başladı. Mağazada satılmak üzere el işi kıyafetler dikiyordu. Bu şekilde bir girişimci gibi düşünmeyi öğrendi. 16 yaşındayken bir grup kadını bir araya getirerek bir kooperatif kurdu. 10 yıl bu kooperatifi yönettikten sonra Confecciones GOA adını verdiği ilk şirketini kurdu. Şirketi büyüyerek 6. 000 mağaza açtı ve Zara markasını da bünyesine kattı. Amancio’ nun iş modeliyle elde ettiği başarısı onun dünyanın en zengin üç kişisinden birisi olmasını sağladı.
“Açtığımız yolda yürümeye devam ederek kendimizi kısıtlamamalıyız.”
Mutlaka okuyun: Zara ve Kurucusunun Başarı Hikayesi
7- Li- Ka Shing
Sıfırdan iş kurup zengin olan insanlar gibi Li- Ka Shing de okulu yarıda bırakmak zorunda kaldı. Çocukluğunu siyasi kargaşanın yaşandığı Çin’de geçirdi. Ailesi yeni bir hayat kurabilmek için Çin’den Hong Kong’ a taşındı. Yeni yaşantılarına alışmaya çalışırken Shing’in babası hastalığı yüzünden hayatını kaybetti. O da ailesine yardımcı olabilmek için 15 yaşında okulu bırakıp çalışmaya başladı. Plastik ticareti yapan bir şirkette satış görevlisi olarak çalıştı. Burada tecrübe kazandıktan sonra hayallerinin peşinden gitti ve Cheung Kong adlı kendi plastik şirketini kurdu. Fırsatını buldukça yeni yatırımlar yaparak işini büyüten Shing’in şirketi daha sonra Hong Kong Borsasına kabul edildi. Ayrıca internet ve teknoloji girişimlerini destekleyen Horizon Ventures gibi çeşitli teknoloji şirketlerine de yatırım yapan Li’nin aynı zamanda Facebook kurulma evresindeyken satın aldığı 0.8 yüzdelik hissesi var.
Li- Ka Shing ailesini desteklemek için okulu yarıda bıraksa da muhteşem bir geri dönüşe imza attı. Shing, Hong Kong Politeknik Üniversitesine 12. 78 milyon USD, Cambridge Üniversitesine 6. 85 milyon dolar, Singapur Üniversitesi bünyesindeki Lee Kaun Yew Okuluna 100 milyon dolarlık bağış yaparak eğitim kurumlarına destek verdi.
“Vizyonumuz belki de en güçlü yanımız. Onun sayesinde yüzyıllar boyunca düşüncenin gücü ve sürekliliği karşısında güçlü kalabildik. Vizyonumuz sayesinde geleceğe bakıyor ve bilinmeyeni şekillendiriyoruz.”
Plastik çiçek satarken şimdi Hong Kong’un en zengin insanı haline gelen Li- Ka Shing çok çalışmanın ve disiplinin başarının anahtarı olduğunu gözler önüne seriyor. 2017 itibariyle Li- Ka Shing’in net serveti 34 milyar dolar.
8- Larry Ellison
Biri size sürekli değersiz olduğunuzu ve hiçbir şeyi hak etmediğinizi söylerse iki şekilde karşılık verirsiniz: Ya ona hak verirsiniz ya da vermezsiniz. Bu eleştiriyi motivasyona dönüştürebilecek pek çok kişi olduğunu düşünüyorum. Larry Ellison da bunlardan birisi. Evlatlık verildiği ailede destekleyici bir baba figürü yoktu ve Larry’nin başarılı olması neredeyse imkansız hale gelmişti. Chicago’nun güney kesiminde büyüyen Larry, Chicago ve Illinois Üniversitelerine gitmek istiyordu. Bilgisayar programlamanın temellerini öğrendikten sonra okulu yarıda bıraktı, Kaliforniya’ya taşındı ve farklı teknoloji şirketlerinde çalıştı.
Bu şirketlerden biri Ampex Corporation’du ve burada CIA için veritabanı oluşturdu. Daha sonra iki ortak ve 2.000 dolarla Oracle adlı şirketini kurdu. Bugünse şirketin net geliri 60 milyar dolar. Oracle şirketini ilk kurduğunda amacı kendi çalışmaktan zevk alacağı bir çalışma ortamı yaratmaktı. Hiçbir zaman zengin olmayı düşünmedi.
“Büyük işler başaranların azmi başarının peşinden koşmak değil de başarısız olma korkusundan gelir.”
Mutlaka okuyun: Oracle Kurucusu Larry Ellison Kimdir?