Crowdsource denilen kitlesel kaynaklar kullanılarak elde edilecek veriler sayesinde, sokaklar kadınlar için daha güvenli hale getirilebilir.
Kadınların karşı karşıya kaldığı problemlere yönelik yaratıcı çözümlerle sık sık karşılaşır olduk. Teknoloji ve yenilikçi düşünce biçimi, modern kadın için her zaman yaratıcı çözümler sunmayı başardı. Bu yeni kitlesel kaynak kullanan akıllı telefon uygulaması da, aynı şekilde fayda sağlayarak kadınların güvenli sokaklarda gezmesine imkan verebilir.
Safe & the City adlı ücretsiz uygulama, kullanıcılarına hangi sokakların güvenli olduğunu gösteriyor. Özellikle kadınlara karşı, taciz ve şiddet olayları, kentsel bölgelerde büyük bir problem haline geldi. Bu uygulama, kitlesel kaynakları ve suç istatistiklerini kullanarak, kadınların güvenliğini sağlamayı amaçlıyor.
Geleneksel navigasyon uygulamalarının gelişmiş bir hali olan Safe & the City, size sadece en kısa ya da hızlı yolu değil, aynı zamanda en güvenli yolu da gösteriyor. Anlık güncellenen harita, kullanıcı verilerini işliyor. Kullanıcılar başlarına gelen taciz ya da saldırıları, uygulamaya girebiliyor. Daha sonra bu bilgiler diğer kullanıcılarla paylaşılarak potansiyel tehlikeler ile ilgili onları uyarıyor. Yaşanan saldırıların sizi ne denli rahatsız ettiği, sözlü ya da fiziksel olup olmadığı gibi bilgileri de paylaşabiliyorsunuz. Uygulama ayrıca kullanıcıyı, tehlikeli olabilecek yerlerde uyarıyor. Bu uyarı sayesinde insanların daha dikkatli olmaları sağlanıyor.
Toplumu bir araya da getirmeye yarayan bu sosyal girişime, firmalar ve işletmeler de kayıt olabiliyor. Kaydın ardından acil durumlarda nasıl davranmaları gerektiği ile ilgili eğitim alan bu kurumlar, uygulamada görüntülenerek ihtiyacı olan kullanıcının oraya gitmesi sağlanıyor.
2018 yılında Kadınlar Günü’nde kullanıma sunulan Safe & the City uygulaması, şimdilik sadece İngiltere’nin başkenti Londra’da kullanılabiliyor.
Sizce sokak güvenliğini temin etme adına başka ne gibi sosyal girişimcilik projeleri hayata geçirilebilir?
