“Bunu keşke 15 yıl önce teknoloji sektöründe çalışmaya başladığımda bilseydim” dediğim bir sürü şey var. Yeni pozisyonda çalışmaya başlamak veya çok da alışık olmadığınız bir endüstriye yeni yeni giriyor olmak herkese ağır gelebilir ve hatta oldukça gergin bir süreç olabilir.
Kariyerim boyunca birçok farklı şirkette çalıştım. Paypal’da başlayan teknik kariyerim oradan eBay’e, sonrasında da Facebook’a getirdi beni. Bugün olduğum yere gelmek hiç de kolay olmadı tabi, birçok şeyi düşe kalka, zor yoldan öğrendim. Bu dersleri sizinle de paylaşmak istiyorum, belki sizin de kariyerinize bir nebze olsun katkıda bulunur.
1. Kendinize güvenmek atacağınız ilk adımdır
Profesyonel iş hayatımda en çok zorlandığım şeylerden birisi çok yüksek potansiyeli olduğunu bildiğim ama kendine güvenmeyen insanlara akıl hocalığı yapmak. Kendileri hakkında olan yargıları ne yazık ki iletişime kapalı, ne söylersem söyleyeyim fikirlerini değiştirmiyorlar çünkü benim onlarda gördüğüm potansiyeli kendilerinde göremiyorlar. Yapılacak işler biriktiğinde derin bir nefes alın ve nasıl yapılacağını öğreneceğiniz konusunda kendinize güvenin. Kimse size başarısız olun diye görevler vermiyor, eğer üstleriniz sizden bir şey yapmanızı istemişse emin olun sizde bunu yapacak potansiyeli görmüşlerdir.
Mutlaka okuyun: Özgüveni Artırmanın Yolları
2. Belki de kadın olduğunuz için böyle diyorlar, yine de haksızlar.
Kariyerim boyunca birçok sert eleştiri duydum. Her seferinde kendime ilk sorduğum soru “Bu pozisyonda bir erkek olsaydı bu soruyu ona da sorarlar mıydı?” oldu. Eğer cevap hayırsa, söylenenlerin hiçbirine kulak asmadım ve yoluma devam ettim. Yıllardır tanıştığım yabancılar tarafından sıcakkanlı olmadığım, yeni tanıştığım insanlara soğuk tavırlar sergilediğim söylenir. Bu soruna iki çözüm üretebilirdim: ya adapte olacaktım ya da yok sayacaktım. Adapte olmayı tercih ettim çünkü bu eksikliğim gelecekte beni bir adım geride bırakabilirdi. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak sorunları çözmeyecek ve bir şeyleri olumlu yönde değiştirmeyecekti.
3.Geri dönütleri dinleyin ama hayatınıza nasıl uygulayacağınıza kendiniz karar verin
Çoğu zaman bir geri dönüt aldığımızda uyguladığımız teknik, hatalı olduğuna inandığımız şeyleri değiştirmektir, ama her geri dönütte bir şeyleri değiştirmek yolun sonunda kendinizi yeniden şekillendirmek ve sizi siz yapan şeyleri kaybetmek anlamına gelebilir. Ne olmak istediğinize kendiniz karar verin: İnsanlar size nasıl tanısın istiyorsunuz? Zamanla geldiğiniz her yeni pozisyonda bu soruları kendinize yeniden sorun: Yerine ve zamanına göre bu soruya cevabınız elbette değişecektir. Geri dönütlerden sonra neleri değiştireceğinize bu sorulara verdiğiniz yanıtlara göre karar verin.
4.Hayatının bir döneminde herkes kimlik hırsızlığı sendromu yaşar
Kimileri rol yapmakta diğerlerinden daha iyidir, ama hepsi bu. Her birimiz hayatımızın bir noktasında kendimize “şuan ne yaptığım hakkında en ufak bir fikrim yok” deriz. Ama bunu profesyonel hayatta söylemek iyi bir şey değilmiş gibi gelir. Geçmişte akıl hocalığını yaptığım bir takımın parçası olan bir yönetici, onu atadıkları bu yeni ve görev tanımı genişletilmiş pozisyonda kendini rahat hissetmiyordu. Kendine güvenmiyordu ve ister istemez bu hareketlerine, konuşmasına yansıyordu. Sonunda bir gün dayanamadım ve onu kenara çekip neyin yanlış olduğunu sordum. Bana önceden bir uzman olarak çalıştığını, yeni bir takıma yönetici olarak atandığından beri konuya olan derin hâkimiyetini kaybetmiş gibi hissettiğini söyledi. Yavaşça gülümsedim ve ona her gün sabah ofise geldiğimde o gün ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrimin olmadığını düşündüğümü söyledim. Buna oldukça şaşırmıştı ama rahatlamıştı da: Yalnız değildi. Fark etmeniz gereken şey de bu: Çevrenizdeki herkes bazen taklit yapıyor hissiyatına kapılabilir. Önemli olan bunu hissetmek değil bunu nasıl aşacağını bilmek.
5.Suçluluk duygusu ve endişe sadece ayak bağıdır, sizi yavaşlatır.
Kendinizi özgür bırakın. Suçluluk duygusu ve endişe birçok kadının her gün içinde taşıdığı gereksiz ayak bağlarıdır. Ben bir gün bu duyguları hissetmek istemediğime ve beni yavaşlatan bu duygular yerine üretken olmaya odaklanmaya karar vermiştim. Bu ikiz duygular genellikle ne yapsanız sonuçların daha iyi olacağı veya aslında ne yapmanız gerektiği gibi negatif düşüncelerden beslenir. Ben kara kara düşünüp pişmanlık duymak yerine bu zamanı aynı şeyleri bir daha yaşarsam neyi farklı yapacağıma karar vermeye ve yoluma devam etmeye ayırıyorum.
6. İhtiyacınız olan şey iş birliği, onaylanma değil.
Birçok kadın lider beğenilmek ve onaylanmak konusunda o kadar çok endişe eder ki bu durum onların etkili kararlar vermesini zorlaştırarak hareket alanlarını kısıtlar. Aynı durumu ben de yaşadım: Hem de defalarca! Hoşuma gitmeyen bir şeyler gördüm, ama konuşmaya çekindim çünkü gruptaki insanların iş birliğine karşı olduğum veya grubu desteklemediğim gibi bir sonuca varmasından korktum. İnsanlar bizi beğensin, onaylasın diye uğraşırken yüzleşmeden kaçmak gerçekten ne düşündüğümü dışarı vurmama engel oluyordu. Hala insanların beni nasıl gördüklerini gereğinden fazla kafama takıyorum ve bu konuda sorunlar yaşıyorum ama en azından artık önemli olanın insanların beni onaylaması değil benimle iş birliği yapması olduğunu anladım.
7. Klişelere kulak asmayın
Üç çocuğum var. Kariyerim boyunca çalıştığım her teknoloji şirketinde de küçük bir bebeğim vardı, bu yüzden iş arkadaşlarım beni hem uykusuzlukla başa çıkmaya hem kariyerime hem de bebeğime yeterince zaman ayırmaya çalışırken gördüler. İlk çocuğum doğduğunda bunu saklamanın herhangi bir yararı olmadığına karar verip her ne kadar hayatımı zorlaştıracak olsa da anne olduğumu iş arkadaşlarımla paylaşmaya karar verdim. Bugün elimizdeki veriler çeşitli endüstrilerde yeni bir işe başlayan annelerin anne olmayanlara oranlara daha çok dezavantajla karşılaştıklarını gösteriyor. Hatta hatta bir anne olduğunuz anlamına gelebilecek belirtiler bile (örneğin özgeçmişinizde okul aile birliğinin bir parçası olduğunuzun görünmesi) işe alınma şansınızı yüzde 79 azaltıyor, işe alınsanız bile size teklif edilen maaş diğerlerine oranla daha az oluyor.
Ben Facebook’un insan kaynakları departmanında çalıştığım dönemde birçok anneyi kendim işe aldım. Bu işe başlarken ailem hakkında bilgileri açık açık paylaşmayı tercih ettim ki iş arkadaşlarım anne olan çalışanların da kendilerini işlerine adayabileceklerini ve anne olmayanlardan hiçbir farkımız olmadığını görsünler. Değiştirmek istediğiniz klişeler için bir rol model haline gelmek kısa vadede çok şey değiştirmese de uzun vadede bir şeyin değişmesi için bir adım atmak anlamına gelir.
8. Pes etmeyin
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir diğer çalışma teknoloji endüstrisinde kadınların işten ayrılma oranlarının erkeklerinkinin nerdeyse iki katı olduğunu ortaya koydu. Üniversitelerin mühendislik ve bilgisayar bilimi bölümlerinin erkek ağırlıklı olduğu ve sadece yüzde yirmi oranında kadın bulunduğu göz önüne alındığında kariyerinizde ilerledikçe çevrenizde daha az kadın göreceğinizi varsaymak çok da hatalı olmaz. Birçok kadın, erkek egemen bir sektörde çalışmakla evdeki dengeyi bulmak konusunda zorlanıp desteğe ihtiyaç duyuyor.
Neredeyse on yıl önce, ilk oğlum doğduktan aşağı yukarı bir yıl sonra çalıştığım departmanın müdür yardımcısına istifamı verip alan çalışmasından çekilmek istediğimi söylemiştim. Kariyerim ilerlemiyor gibi gözüküyordu ve anneliğe yeni adım atmış olmanın omuzlarıma yüklediği yükle bu zorlu kariyer yolunda devam etmek gözümü korkutuyordu. Sponsorlarımızdan birisi bana ulaştı ve istersem bana destek olabileceğini, onun takımında yarı zamanlı çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam edebileceğimi söyledi. Elde edeceğiniz sonucun bunca yorgunluğa ve çabaya değip değmeyeceği hakkında endişelenmenin ne demek olduğunu biliyorum: Ama emin olun ki zamanla, çabayla ve biraz da destekle, buna değecek.
Mutlaka okuyun: Asla Pes Etmemeniz İçin 20 Neden
9. Ne istediğinizi açık açık sormayı öğrenin.
Yaptığım takım çalışmalarından birisinde takımımdaki bir kadının aslında ne demek istediğini anlamaya çalışırken 20 dakika harcadığımı hatırlıyorum. Kişisel geçmişinden, ona ilham veren şeylerden, biraz ondan biraz bundan bahsederek aslında sözü getirmek istediği yerin etrafında dolaşıp duruyordu. Bense soruyu duymayı bekliyordum. En sonunda dayanamadım ve açık açık sordum: “Seni terfii ettirmemi mi istiyorsun?” evet, istediği buydu ama benim reddetmemden korktuğu için açık açık sormaya çekinmişti. Keşke bana 20 dakika boyunca neler yaptığından bahsetmek yerine “Sizce şuan olduğum yerle bir sonraki seviye arasında neleri geliştirmeliyim? Oraya gelmek için neler yapmam gerekir?” diye sorsaydı.
Genellikle istediğimiz şeyleri açık açık dile getirmekten korkarız çünkü karşı tarafın bizi yargılaması riski bizi endişelendirir. Ama ne istediğinizi söylemezseniz belki de asla bu fırsata ulaşamayacak ve neler yapmanız gerektiğini öğrenip kendi yolunuzu çizemeyeceksiniz.
10. Kendi komünitenizi bulun
Laszlo Bock, Google’ın eski insan ilişkileri bölüm başkanı Google’da yüksek performans gösteren takımları incelemiş ve katıldığı bir radyo programında şu cümleleri kurmuştu: “Bir takımın yüksek performans göstermesi için elzem olan şey iyi bir lider veya kalabalık bir takım değil… Nerede çalıştıkları bile değil! Bir takımı yüksek performansa götüren en önemli şey çalışanların kendini psikolojik olarak güvende hissetmeleri.” Kendinizi ait hissettiğiniz bir şirket ve departmanda çalışmak hata yapmaktan korkmanızı önleyerek kariyerinizi ilerletmek ve başarılı olmak için olmazsa olmazlardan biri olan risk almanızı kolaylaştırır.
Facebook’a katıldığımda önceden PayPal’ da beraber çalıştığımız birçok iş arkadaşımın da benimle beraber bu şirkete geçiş yaptığını görmüştüm. Onların desteği bu günlere gelebilmem için gereken ivmeyi sağladı ve her ne kadar yeni bir anne olmakla yoğun bir kariyeri aynı anda götürmeye çalışmak bana ağır gelse de pes etmemi engelledi. Bu deneyime dayanarak diyebilirim ki takımın birbirini sevmesi ve desteklemesi, her bir çalışanın kendini o şirkette ve o departmanda güvende hissetmesi gibi etmenler bugün kendi ofisimde en çok üzerinde durduğum şeyler oldu.