Bazıları yoksul, bazıları ayrıcalıklıdır bu dünya da. Kimileri olduğu yerde sayarken kimileri ise şeytanın bacağını kırmanın bir yolunu bulur, yepyeni bir iş fikriyle zengin olmayı başarır. Yazımızda bu tarz başarılara imza atmış girişimcilere değineceğiz.
Yanlış duymadınız, onlar dünyanın en başarılı, en zengin girişimcileri. Peki ya çocuklukları? Nasıl çocuklar olarak biliniyorlardı dersiniz?
- “modası geçmiş bir adam “
- “garip bir uyumsuz”
- “Geveze ve dik başlı çocuk”
- “Mucize çocuk”
- “Sıradan bir çocuk”
- “Hayattan yediği sillelerle ile motive olan bir çocuk”
Kimliklerini ilerleyen satırlarda açıklayacağımız bu girişimcilerin çocukluğu araştırmaya değer, çünkü biliyoruz ki ebeveynlerin çoğu çocuklarının başarılı olma ihtimallerini artırmak için hemen her şeyi yapmaya hazırlar – üstelik bu sayede dünyanın en başarılı insanlarından bazılarının çocukluklarının nasıl geçtiğini görüp merakımızı da gidermiş oluyoruz, fena mı?
Girişimcilerimiz farklı koşullarda yetiştirilmelerine rağmen nesillerinin en ikonik isimleri haline gelmeyi başardılar. Bakalım her birinin girişim yolculuğu ne şekilde başlamış ve nasıl bir çocukluk geçirmişler:
1.Mark Zuckerberg: “inek bir öğrenci”
Ebeveynlerinin çocuk yetiştirme felsefeleri hakkındaki samimi açıklamalarından sonra, Zuckerberg ve çocukluğu hakkında defalarca yazılıp çizildi. Zuckerberg’in anne ve babasının sahip oldukları serbest meslek ve girişimcilik temelli bu felsefeyle, çocuklarınızı mali kaygılardan korumak, ilgi alanlarını bulmaya teşvik etmek, gurur duyulan durumları ifade etmek ve sınırlar koymak mümkün gözüküyordu.
Zuckerberg, 2000’li yılların başında henüz hazırlık okulunda iken, kullanıcıların müzik tercihlerini tahmin etmek için yapay zekâ kullanan bir program yazdı. Üniversiteye gitmeyi dört gözle bekliyordu. Sonunda Harvard’a girmeyi başardı. Burada geçirdiği o kısa süre boyunca hem Facebook’u kurdu hem de gelecekteki eşi Priscilla Chan ile tanışma fırsatı buldu-üstelik banyo için sırada beklediği esnada.
Eşi Zuckerberg’i ” Bu zamana ait olmayan, inekleyen biriydi.” olarak tanımlıyor.
Mutlaka okuyun: Facebook’un Kurucusu Mark Zuckerberg’in Hayatı
2.Jeff Bezos: “garip bir uyumsuz”
Bezos, annesi ve onu evlat edinen üvey babası ile büyüdü ve yazlarını büyükbabasının çiftliğinde çalışarak geçirdi. Elektrik mühendisliği ve bilgisayar bilimi (EECS) programına kayıtlı yaklaşık 20 öğrenciden biri olan Bezos, Princeton Üniversitesine kayıt olmadan önce okuduğu lisenin okul birincisiydi ve bu birincilik sayesinde Ulusal Başarı Bursunu almaya hak kazanmıştı.
Princeton’dan bir sınıf arkadaşı o günleri şöyle anlatıyor: “Biliyorsunuz, Bezos o zamanlar ünlenmemişti ve etraf gerçekten parlak insanlarla doluydu… Biz bilgisayar bölümü öğrencileri sessiz, ağırlıklı olarak erkek öğrencilerin yer aldığı garip uyumsuzlardan oluşan bir gruptuk.”
Mutlaka okuyun: Amazon’un Kurucusu Jeff Bezos’un Hayat Hikayesi
3.Larry Ellison: “Küstah ve dik başlı çocuk”
73 yaşındaki Oracle Corporation’ın kurucusu Larry Ellison, yirmi yıl önce verdiği bir röportajda, büyük hala ve büyük amcasıyla birlikte orta sınıftan insanların yaşadığı bir bölgede bulunan küçük bir apartman dairesinde büyüdüğünü anlatmıştı. Söylentilere göre her daim küstah ve dik başlı bir çocuk olan Ellison, öğretmenlerinin ya da onu evlatlık alan babasının gözünde çok da matah sayılmayan, hatta ergenlik çağlarında adı sıklıkla karıştığı kavgalarla anılan bir çocuktu.
Teknoloji şirketinde edindiği deneyimlerin öncesinde, unutulmaya yüz tutmuş birkaç işte çalışmıştı ve nihayetinde, 1977 yılında 1200 dolarlık bölümünü kendisinin karşıladığı 2.000 dolarlık sermayesi ile Oracle şirketini kurdu. Şirket başlangıçta sıkıntılı günler yaşamış olsa da, 1980’lerin ortasına gelindiğinde, Oracle en başarılı Silikon Vadisi girişimlerinden biri olmayı başarmıştı.
Mutlaka okuyun: Oracle Kurucusu Larry Ellison’ın Hayatı
4.Bill Gates: “Mucize çocuk.”
Dönemin önde gelen avukatlarından biri ile bir bankacının oğlu olan Gates, Seattle’da refah içinde bir çocukluk geçirdi. Bilgisayarla ilk tanışması 1960’lı yılların sonlarında, çok az sayıda genç insanın kabul edildiği özel okullardan birine kabul edildiği dönemde oldu. Bu durum aynı zamanda Gates’in henüz 16 yaşındayken ilk işine başlamasına da vesile oldu. Bugün var olmayan, ancak o dönemde Kuzeybatı Pasifik’deki güç şebekesini bilgisayarlaştırmaktan sorumlu olan TRW adındaki bir şirket için çalışıyordu.
Gates: “Tek bir türden programlamanın ustası olan mucize çocuğa çıkmıştı adım ” diyerek hatırlıyor o günleri. “Benim için çok önemli bir deneyim oldu, çünkü TRW en iyi programcılarını orada toplamıştı. Kod yazacaktım ve bu süper zeki adamlar hazırladığım kodlara bakıp “ Hey, bu iyi değil! Bu hiç iyi değil!” diyecekti, böylelikle yıl boyunca programlama yeteneğimi bir üst seviyeye çıkarmayı başaracaktım.”
Mutlaka okuyun: Bill Gates’in İlham Verici Hayat Hikayesi
5. Micheal Bloomberg: “Sıradan bir çocuk.”
Bloomberg, Boston’ın dışında yaşayan orta sınıf bir ailede doğdu. Ne harika bir öğrenci, ne de yetenekli bir atletti, ama yine de son derece kararlıydı. Hatta söylentilerden birine göre, kazanmak için yaşı dahi tutmadığı halde “Kartal İzci” unvanı elde etmeyi başarmıştı. Kız kardeşi ise onu “sıradan bir çocuk” olarak nitelendiriyor.
Johns Hopkins Üniversitesi’nde tamamladığı eğitiminin ardından, Bloomberg Harvard Business School ile eğitim hayatına devam etti. Sonrasında WallStreet’e gitti ve Salomon Brothers’ın ortaklarından biri oldu. İşten çıkarıldı, 10 milyon dolarlık bir parayı sonraları kendi ismini taşıyacak olan iş bilişim teknolojisi şirketini kurmak amacıyla sermaye olarak değerlendirdi.
Mutlaka okuyun: Michael Bloomberg Kimdir? Hayatı ve Biyografisi
6. Amancio Ortega: “Hayattan yediği silleler ile motive olan bir çocuk”
Bu listedeki milyarderimiz, Avrupalı olduğu ve toplumdan son derece izole bir yaşam sürdüğü için çok fazla adı duyulmamış zenginlerden. Kendisi Avrupalı perakende şirketi Zara’nın kurucu ortağı ve anlatılanlara göre, savaş sonrası İspanyasında son derece zor şartlarda büyümüş. Başarı hırsının ise, 14 yaşlarındayken annesinin yemek almak için gittiği bir marketten yeterli parası olmadığı gerekçesiyle uzaklaştırılmasının ardından geldiği söyleniyor.
Çok küçük bir çocukken maruz kaldığı bu muamelenin acısı yüzüne bir tokat gibi inmiş olan Ortega için bu tokatın sonucu, dünyanın en büyük küresel işletmelerinden sayılan başlıca İspanyol tekstil firmalarının yaratılması oldu.
Mutlaka okuyun: Amancio Ortega’nın Başarı Hikayesi