İnternet üzerinde her an yaklaşık zilyon tane kitlesel fonlama kampanyası bulabilirsiniz. Kickstarter ya da Indiegogo gibi sitelere şöyle bir göz attığınızda, birtakım gerçek cevherlerin yanında yığınla garip, işe yaramaz projelerin olduğunu görebilirsiniz. Bu yazımızda, bütün o fikirlerin arasından en sıra dışı, iddialı ve heyecan verici iş fikirlerini sizler için topladık. Ancak son derece başarılı gözüken iş fikirlerinin dahi başarısız olabileceğini aklınızdan hiçbir zaman çıkarmayın. Hayalinizdeki bir fikre para yatırmadan önce dersinize iyi çalışın.
İş Fikri1: JellyTank – Denizanası Akvaryumu
Denizanaları inanılmaz bir yaratıklardır. Bu jelatinimsi, serbest yüzen omurgasızlar, yeryüzündeki en eski hayvanlardandır. 500 Milyon yıldan beri aramızda olan bu canlılar, bütün deniz ve okyanuslarda bulunurlar. Kambriyen dönemden bu yana bütün büyük felaketleri atlatan bu yaratıklar, hayatta kalmada ustadırlar. Fakat, açık okyanusta hayatta kalma konusunda son derece başarılı olmalarına rağmen, akvaryumda yaşamak konusunda çok iyi oldukları söylenemez. Buna uygun tasarlanmadıkları için doğru akvaryum olmadığı zaman uzun süre hayatta kalamıyorlar.
İşte tam burada JellyTank devreye giriyor. Bu alet baştan sona tutsak denizanaları için ideal yaşam alanı olmak üzere tasarlanmıştır. Denizanalarının doğal ortamlarındaki gibi bir akıntı oluşturmak için ideal şekle ve özel üretim pompaya sahiptir. Hepsinden önemlisi, suyun kalitesini durmadan dengede tutan entegre filtreleme sisteminin yanında, farklı birtakım renklerde ışıklandırma için kullanabileceğiniz LED ışıkları bulunmaktadır.
İş Fikri 2: Herbert – Duvara Monte Hidroponik Bahçe
Kendi ürünlerinizi yetiştirmek istiyorsunuz ama bahçe için yeterli alanınız yok mu? O zaman en dip dibe apartmanlarda dahi organik ve taze sebze ya da meyve yetiştirmenize imkan sağlayan dikine hidroponik bir bahçe olan Herbert’e bir gözatın. Kendilerini teknoloji delileri ve şehirli çiftçiler olarak tanımlayan Ponix Systems adlı firmanın çıkardığı son üründür. İnsanlar için dikey tarım çözümleri üretmeyi amaçlayan Ponix, Herbert sisteminin dünyanın dört bir yanındaki gurmelerin ve çevrecilerin yabancı ot ya da böcek öldürücü kimyasallar olmadan sevdikleri meyve ve sebzeleri yetiştirmelerine yardımcı olmasını umuyor.
Herbert bitki yetiştirmekten anlamayanlara da yardımcı olabiliyor. Yetiştiriciliğe başlamak için sadece bir tohumu Herbert’in geri dönüşümlü süngerlerinden birine yerleştirip, haznesinin içine su ve gübre koyup arkanıza yaslanmanız yeterli. Ponix yetkililerine göre bu dikine yetiştirme yönteminde bahçenizin güvende olması ve doğadaki elementlerden korunması nedeniyle geleneksel tarımdan %40 daha fazla mahsul elde edilmesine rağmen %90 daha az su kullanılmaktadır. Eviniz yeterince güneş ışığı almasa dahi Herbert ile ürün yetiştirebilirsiniz. Düzenek, bitkinizin fotosentez için ihtiyaç duyduğu en iyi ışık dalga boyunu ayarlayan özel LED teknolojisini de içerisinde barındırmaktadır.
Mutlaka okuyun: Tarım Sektörü İş Fikirleri
İş Fikri 3: Slughaus Bullet 02 – Dünyanın En Küçük El Feneri
El fenerleri her zaman yanınızda taşımak için kullanışlı değildir. Çoğunlukla el fenerini yanımıza almayıp telefonumuzdaki herhangi bir uygulamayı kullanmak daha kolay gelir. Peki eğer yanınızda taşıdığınızı bile unutacağınız kadar küçük bir el feneri varsa?
İşte burada Bullet 02 devreye giriyor. Üreticileri onun “dünyadaki en küçük LED el feneri” olduğunu ve bu yüzden anahtarlığınıza takmanız ya da ağırlık veya şişkinlik yapmayacak şekilde cebinizde taşımanız için ideal olduğunu iddia ediyorlar. Mermi şeklinde olan fenerin boyutu 10.5mm x 30mm olup ultra hafif alüminyum kullanılan dizaynı sayesinde ağırlığı 6 gramdır. Ayrıca su geçirmez olduğu için yağmurda, karda ve aşağı yukarı bütün kötü hava koşullarında kullanılabilir. Dünyanın en küçük el fenerine sahip olmanın bedeli ise 10 dolar.
İş Fikri 4: Airport Jacket – Taşıma İçin Seyahat Ceketi
Siz de her uçağa bindiğinizde kendinizi ekstra bagaj için istemeyerek de olsa para öderken buluyor musunuz? O zaman, Avusturalya merkezli bir girişim şirketinin bulduğu, size sıradaki seyahatinizde rahatça mutfak lavabonuzu bile taşıyabilme imkanı verecek bu zekice çözüme bir göz atın. Airport Jacket, esas olarak bir giyilebilen bavuldur. 14 Adet büyük cebi ve 2 adet sökülüp takılabilen cep paneli sayesinde 15 kilograma kadar eşyanızı taşıyabilir. Tek derdiniz check-in masasına giderken tökezleyip dizlerinizin üzerine yıkılmamak olacak.
Ceketin içindeki bütün eşyalarla birlikte küçük bir çantaya hızlıca dönüşebiliyor olması da son derece önemli bir noktadır ki ceketi bu sayede sadece havalimanına vardıktan sonra giymeniz yeterli olacaktır. Son kapıyı geçip uçağa bindikten sonra ceketi çıkarıp tekrar katlayarak baş üstü dolaba yerleştirebilirsiniz. Yalnız havalimanı güvenliği tarafından normalden fazla bekletilirseniz şaşırmayın çünkü kendisi havalimanında giyildiğinde çok da dikkat çekmeyecek gibi değil.
İş Fikri 5: GPD Pocket – Mini, Ultra-taşınabilir Netbook
Netbookları hatırlıyor musunuz? Birkaç yıl önce çok modaydılar ancak yeni jenerasyon tablet ve ikisi bir aradalar popüler olunca bu heves yavaşça yok oldu. Ama minyatür dizüstü bilgisayarlar henüz tamamen popülerliklerini yitirmediler ve GPD’nin son ürünü bunun pozitif bir kanıtıdır. GPD Pocket, adındaki cep kelimesinden de anlaşıldığı üzere ultra-taşınabilir ve ultra-yoğunlaştırılmış bir netbook ve büyük olasılıkla bütün taşınabilir bilgi işleme cihazlarına rakip olmak üzere tasarlandı. Tablet telefon büyüklüğündeki ekranı ve tam qwerty klavyesiyle cebe sığabilecek kadar küçük olmasına rağmen bir Windows 10 laptopun işini görecek kadar da büyük.
GPD Pocket, her şeyi Intel Atom x7-Z8700 işlemcisi, 4GB ram ve 128GB hafızası sayesinde çalıştırabilmektedir. Bu özellikler herhangi bir rekor kırmayacak belki ama internette gezinmek ve ofis işlerinde kullanılmak için uygun görünüyor. 7000mAh bataryası ise en azından birkaç saat dayanacaktır. Ayrıca GPD, Pocket ismini verdiği cihazın gövdesinde kullandığı magnezyum alaşımı sayesinde Macbook’a benzeyen bir görünüm vermiştir. Netbook’un ölçüleri 180mm x 106mm x 18.5mm olup ağırlığı 480 gramdır ve görece hafiftir. Mini bir klavyesi ve imleci kontrol etmek için yerleştirilmiş kırmızı bir çıkıntısı vardır. Cihaza bağlanmak ise bir USB Type-C girişi, bir USB 3.0 bağlantısı ve HDMI girişi ile mümkündür. Wi-Fi 802.11 ac ve Bluetooth 4.1 ile de kablosuz bağlantı sağlanmaktadır.
Ürünün fiyatına gelecek olursak bu mini bilgisayara sahip olmak için 509 doları gözden çıkarmanız gerekiyor.