Özellikle internetten para kazananlar dahil olmak üzere çoğu işletme günümüzde çalışanlarına ve iş ortamlarına çok önem veriyor. Tüm dünyadan en iyi 20 ofisi sizin için bu listede derledik. Hem internetten para kazanan şirketlerde kamera arkasında neler döndüğünü, hem de çok ön plana çıkmamış şirketlerin ofis tasarımlarını bu listede bulabilirsiniz.
Selgas Cano – Madrid
Ünlü bir mimarlık şirketine ait olan bu ofis en rahatlatıcı çalışma ortamlarından birine sahip. Binanın yarısı yerin altında, yarısı ise üstünde yer alıyor ve yer üstündeki kısmı da orman manzarasına sahip. Selgas Cano ofisini Iwaan Baan tasarlamış. Ofis Madrid’e yakın bir ormanda bulunuyor. Mimarların çalıştığı bu ofis oldukça havadar. Düz çizgilerin ve renkli detayların kullanılması da ofisi çalışmak için harika bir yer haline getirmiş. İyi bir ofis yaratmak için sadece lezzetli yemekler ve oyun alanları yetmez, sakin ve rahatlatıcı bir çalışma ortamı da sunmak gereklidir.
Google Ofisi – Zürih
Google’ın eğlenceli, genç ve zengin bir şirket olduğunu herkes biliyor. Çalışanların şirkete bağlılığının arkasındaki bir diğer sebep ise çalışma ortamları. Google mükemmel çalışma ortamını yaratmak için çok fazla para ve zaman harcıyor. Ofisi çalışmaktan zevk alınacak bir yere dönüştürerek çalışanların rahatlamasını ve aralarda deşarj olmasını sağlıyor. Google yaratıcılıktan besleniyor. Aynısını ofis tasarımları için de söylemek mümkün. Ofis her çalışana yaratıcılığını kullanabilmesi için gerekli alanı sunuyor.
Google’da kimsenin yemeğe 100 metreden uzak olmaması gerektiğine dair bir kural var. Bu yüzden ofisin her yerinde mutfaklar var. Ayrıca çalışanlar yemekhanede günde 3 öğün bedavaya yemek yiyebiliyor. Eğer ofislerin fazla büyük olduğunu düşünüyorsanız Google bu soruna da çözüm bulmuş. Her yere yürüyerek gitmek yerine binanın etrafındaki kaydırağı ya da itfaiyeci direğini kullanabiliyorsunuz. Eğer size bu da yeterli gelmiyorsa ve daha sakin bir yer arıyorsanız kütüphaneye ya da akvaryuma da gidebiliyorsunuz.
Red Bull Ofisi – Soho, Londra
Harika bir binaya sahip olan Red Bull’un Londra ofisi aslında Soho’daki beş tane eski barın ofise dönüştürülmesiyle ortaya çıkmış. Orijinal binaların hiçbirinin birbirine bağlı olmaması ya da aynı katta bulunmamaları sebebiyle ortaya havalı özellikleri ve geniş bir alanı olan ilgi çekici bir ofis çıkmış. Bu binalar 20’li yaşlarda 100 çalışanı barındırıyor. Genç yaştaki çalışanlar buraya gelip yaratıcıklıklarını kullanarak hep beraber ortaya iyi işler çıkartıyorlar. Çalışanlar genç olunca da ofis kurallarını bir kenara bırakıp ofise lounge havası katmayı tercih etmişler. Eski binaların orijinal özelliklerinin korunduğu binada resepsiyon geceleri bara dönüşüyor. Dünyanın en ilgi çekici şirketlerinden birinde yaratıcılığını kullanmak isteyen genç Londralılar için mükemmel çalışma yerlerinden birisi.
AOL Merkez Ofisi – Palo Alto, Kaliforniya
AOL’un eskisi gibi olmadığı ortada ama Techcrunch ve Huffington Post gibi internet sitelerini satın alarak büyük değişiklikler yapma yoluna gittiler. Ayrıca yakın zamanda merkez ofislerini baştan aşağı yenilediler. Yavan ofis görünümünden kurtulup Google’dan ilham alarak ofislerini yeni tasarımlarla daha eğlenceli ve ilham verici hale getirdiler. Bu ofis büyük internet şirketlerinden bekleyeceğiniz her şeye sahip: büyük mutfaklar, renk patlamaları, sayısız rahatlama alanı, bilardo masaları, oyun odaları ve tabii ki en önemli çalışma alanları.
Parliament – Portland, Oregon
Bu şirket mutlu ve rahat bir çalışma ortamının öneminin farkında, ancak listedeki diğer şirketlerden daha farklı bir şekilde yol almayı tercih etmişler. Ofis tasarımında, eski ya da geri dönüştürülmüş materyaller kullanılmış: eski sokak işaretleri, eski bir pizza fırını, eski bir ahırdan ve kiliseden gelen tahtalar. Ancak eski materyallerin kullanmış olması tasarımın da demode olacağı anlamına gelmiyor. Ofis, hem bitişi hem de detaylarına verilen önemin muazzam olması dolayısıyla listedeki yerini tamamiyle hak ediyor. Ofiste ayı postu dahi kullanılmış.
Dreamhost – La Brea, Kaliforniya
AOL ve Facebook ofislerini de tasarlayanlar Dreamhost ofisine de el atmış. Bölmeli masaları bir kenara atan Dreamhost ofisi, havadar açık alanlarlarıyla çalışanların iletişimini artırmayı amaçlamış. Oyun oynamak, dinlenmek, toplantı yapmak ya da yemek yemek için binanın her yerine açık ve kapalı alanlar yerleştirilmiş. Bu tasarımlar birbirine benziyormuş gibi görünebilir, ama sizi temin ederiz ki bu tarz ofis tasarımları için oldukça fazla para ve zaman harcanıyor. İçinde ping pong oynayabileceğiniz kaç tane ofis gördünüz ki? Büyük cam pencereler çalışma alanını aydınlatırken parlak ışık yayan floresan lambalardan uzak durulmuş. Bunun yanında çeşitli tasarımlara sahip zemin ve parlak renk kullanımı ofisi daha eğlenceli kılmış.
Comvert – Milan, Italya
Alternatif giyim şirketi Comvert’in yeni ofisi için bina ararken keşfettiği bu bina listedeki en havalı ofislerden biri olabilir. Araştırmaları sırasında eski bir salonu olan bu binaya denk gelmişler. Bütün ofislerin ve depoların yanı sıra bir dükkanı da içine alacak kadar büyük olan bu binanın tek sorunu binadaki büyük sinema salonu. İlk başta bu koca salonla ne yapacaklarını bilememişler sonra salonu kaykay kayılabilecek bir alana dönüştürmüşler. Deponun tam üstünde havada asılı duran bu kaykay alanı sizce de havalı görünmüyor mu? Ayrıca şirketin alternatif ve gençlere yönelik havasına çok uygun olduğunu da söylemeden geçemeyeceğiz.
Facebook – Palo Alto, Kaliforniya
Facebook ofisini tasarlarken diğer şirketlerden daha farklı bir yol izleyerek kendi geliştirdikleri yazılım üzerinden bütün çalışanlara anket yapmış. Çalışanların cevabı ise geniş alanlara sahip çalışanların rahatlayabileceği bir ofis olmuş. Ankete verilen cevaplar üzerine içine paten kayma bölgesi yapılan binanın DJ kabini de bulunuyor. Evet doğru okudunuz! Bu ofiste müzik dinlemek için kulaklık takmanıza gerek yok. Bunun yerine DJ kabinine girip kendi mikslerinizi yaratabiliyorsunuz. Tüm bunlar modern ve rahat bir tasarım stiliyle birleştirilmiş. Facebook çalışanlarının günde 750 milyon aktif hesapla uğraştığını düşününce böyle bir ofis oldukça ideal olmuş.
YouTube – San Bruno, Kaliforniya
Google’ın çalışanların kendini rahat hissedeceği çalışma ortamları yaratmayı sevdiğini zaten biliyoruz. Bu ofis de farklı değil. Büyük kat planlarına ve çalışanlar için çeşitli imkanlara sahip olan ofiste yapabileceklerinizi bir sayalım: Spor salonuna gidebilir, yüzebilir, oyun oynayabilir, Segway kullanarak ofiste istediğiniz gibi gezebilir ve yemek yiyebilirsiniz. Hem işi hem eğlenceyi tek bir yerde birleştiren Youtube, çalışanlarının kolayca yeni fikirler bulabilmeleri ve ilham alabilmeleri için böyle bir ofis tasarlamış.
Dtac Merkez Ofisi – Bangkok
Dtac yakın zamanda Bangkok’un dört bir yanına dağılmış altı ofisini tek bir çatı altında birleştirme kararı aldı. 60 bin metrekare alana sahip bu ofis Tayland’ın tarihinde gördüğü en büyük ofis olma özelliğini taşıyor. Ofisin tasarımı Dtac’ın çalışanlar tarafından tercih edilen bir şirket olma arzusunu yansıtıyor. Bu ofis tasarımıyla iletişimi ve işbirliğini artırmayı, ortak hedefleri güçlendirmeyi ve yaratıcılığı artırmayı hedefleyen Dtac değişen çalışma koşullarına uyum sağlıyor. Dtac’ın marka yaklaşımının ‘eğlenerek öğren’ olduğunu düşünürsek, 22 katlı bu yeni ofislerinde de çalışanlarına ve müşterilerine bu yaklaşımı yansıtmayı tercih etmişler. Binanın özelliklerinden birkaçı ise şöyle: dev bir amfitiyatro ve kütüphane, futbol, masa tenisi gibi oyunlara ayrılmış bütün bir kat, konser ve performans alanları. Yaratıcılığı artırmak için ise piknik masası ya da yemek salonu gibi yerlerde çalışanların resmi olmayan şekillerde bir araya gelmesi amaçlanmış. Son olarak binanın en tepesinde Bangkok manzarasına doyabileceğiniz açık bir teras olduğunu da ekleyelim.
Gummo – Amsterdam, Hollanda
Gummo ilk başta eski Parool gazetesi binasının ilk katını iki yıllığına kiralayacakken i29, Gummo’yu ‘azalt, tekrar kullan, geri dönüştür’ mantrasına ikna etmiş. Bu sayede hem çevreyi hem de Gummo’nun cebini çok az etkileyecek bu stil sahibi ofis ortaya çıkmış. Ofisteki her şey siyah ve beyaz renkte tasarlanmış. Bütün mobilyalar yerel olarak dernek dükkanlarından, eBay’den alınmış ya da binadaki eski mobilyalar kullanılmış. Ofisin tarzına uyum sağlaması için bütün mobilyalar ve eşyalar çevre dostu boyayla boyanmış. Bu ofis harcamaları minimuma indirerek de ortaya harika tasarımlar çıkabileceğinin kanıtı.
Lego – Danimarka
Eğer siz de benim gibiyseniz ideal ofisiniz etrafınız legolarla çevrildiği bir yer olurdu. Danimarka’daki Lego ofisi tam olarak böyle bir yer. Renkli açık alan düzeni çalışanları birbiriyle etkilşime geçmeye ve oyun oynamaya teşvik ederken yaratıcıklıklarını besliyor. Lego oynamak zaten bundan ibaret değil mi? Toplantı odalarının büyüklüğü değişmekle beraber bütün odalar ışık alıyor ve geniş alanlara sahip. Bütün tasarımın tek bir amacı var: ürün geliştirmeyi ve enerjiyi artıran mutluluk verici ve rahat bir çalışma ortamı. Bütün ofis herkesin legolarla oynayıp bu sırada yeni fikirler bulabilmeleri için tasarlanmış. Eğer işte bütün legolarla oynayarak vakit geçirmek sizi mutlu etmiyorsa, sizi başka ne mutlu edebilir bilemiyoruz!
Zappos – Las Vegas, Nevada
Eğer Amerika’da yaşamıyorsanız Zappos’u duymamış olabilirsiniz ama kendisi dünyanın en büyük online ayakkabı satıcısı. Başarılarının arkasında ise müşteri memnuniyeti yatıyor. İnsanlar bireyselliğinin ve öneminin kavrandığı bu kültür şirketin yeni merkez ofisinde de hissediliyor. Her çalışan ofis tasarımına küçük dokunuşlarla farklılık katabiliyor. Listedeki diğer ofislerden farklı olarak Zappos bölmeli çalışma masaları kullanıyor ama bunun sebebi her bir çalışanı kendi çalışma alanlarını oyuncaklar ve süslerle istedikleri gibi düzenlemeleri için teşvik etmek. Bu da her çalışma masasının kendine özgü özellikleri olduğunu gösteriyor. Hatta çalışanlar ortak toplantı salonlarının düzenlenmesinde bile söz sahibi olabiliyor. Tüm bunlar Zappos ofisini çalışmak için ideal bir alana dönüştürüyor. Eğer Las Vegas’taysanız Zappos ofisini ücretsiz olarak gezebilirsiniz.
KBP West Ofisi – San Francisco, Kaliforniya
Bu ofis ve konferans binası üç bölmeden oluşuyor. Ayrı ayrı kullanılabildikleri gibi paravanlar açıldığında kocaman bir renkli konferans salonuna dönüşüyor. Ahşap dönebilen sandalyelerle donatılmış bir kütüphane / konferans salonu, eğimli tavan ve karatahta duvarları olan tuhaf şekilli odalar, konferans aramaları için yeşil halıyla kaplı telefon kulübelerine götüren minyatür merdivenler, hepsi de beyaz duvarları olan kocaman bir deponun içerisinde bir araya getirilmiş. Bu ofis San Francisco’daki bir reklam şirketine ait. Hal böyle olunca da ofis tasarımını çalışanların yaratıcılığını artıracak şekilde yapmışlar. Eğer çalışanlar işlerine ara vermek isterse de bina içerisinde küçük bir bahçe ile büyük ve renkli bir yemek salonu bulunuyor.
Big In Japan – Dallas, Teksas
Bugünlerde teknoloji şirketlerinin bu kadar hızlı büyüdüğünü görmek hayret verici. Big In Japan 2008 yılında kurulan mobil uygulama geliştiren bir şirket. ShopSavvy isimli barkod okuyucu uygulamaları ise ödüle layık görülmüş. Şimdi ise modern tarzda kocaman bir ofise sahipler. Bu listedeki çoğu ofis gibi BIJ da bölmeli çalışma alanlarını bir kenara bırakıp açık alanlar yaratmaya yönelmiş. Cam duvarlı konferans odası ise ofis alanını daha büyük ve havadar gösteriyor. Çalışanlar rahatlamak için deri koltuklara uzanıp Rock Bank ve çeşitli video oyunları oynayabiliyor. İş ve eğlenceyi ofislerinde bir araya getiren BIJ işleri eğlenceli hale getirebilmek için önce çalışanların eğlenebilmesi gerektiğini anlamışa benziyor. Henüz küçük bir şirket olmasına rağmen ofis tasarımında Google ve Facebook gibi ağır toplardan ilham aldıkları aşikar.
Traction Marketing Group – Oklahoma City, Oklahoma
Traction Marketin Group düz bir depoyu alıp onu yaratıcı bir şekilde ofis haline getirmiş. Her duvardaki renk patlamaları bölmesiz çalışma alanına mavi, yeşil, kahverengi ve griyle renk katıyor. Parlak floresan lambaları bir kenara bırakan şirket spot aydınlatma tercih etmiş. Ping-pong masası bulunan ofiste çalışanların dinlenebileceği birçok alan bulunuyor. Dev garaj boyutundaki cam kapı ofisin doğal ışık almasını sağlıyor. Eskiden depo olması da sorun değil, aksine, ofise farklı bir hava katıyor. Bütün bina şirketin çalışma tarzını yansıtacak şekilde tasarlanmış. İşlerine verdikleri önemi çalışma alanına da vermeleri ortaya başarılı sonuçlar çıkarıyor.
LivingSocial – Washington, D.C.
LivingSocial aynı Groupon gibi günlük fırsatlar ve kampanyalar sunan bir şirket ve yine aynı Groupon gibi hızla büyümeye devam ediyorlar. Büyüyen iş gücünü barındıracak kadar büyük ve rahat bir ofise ihtiyaç duyulmuş. Listemizdeki yeni ofisleri şirketin vizyonunu yansıtıyor ve çalışanları etkileşime geçmeleri ve daha çok iş birliği yapmaları için teşvik ediyor. Binanın tasarımı tam olarak eski ile yeniyi bir araya getiriyor. Bazı duvarlar eskiyi yansıtabilmesi için boyanmamış, ofisin modern tasarımıyla ise kontrast oluşturuyorlar. Oyun makineleri ve büyük televizyonlarla dolu modern tasarımlı bir odada boyanmamış tuğlalara, antika kapılara ve eski panjurlara rastlayabiliyorsunuz. Çok çalışan bu genç şirket ‘çok çalışma’ ve ‘eğlenmeyi’ bir araya getirerek çalışanlarının verimliliğini artırmayı hedefliyor.
ThinkGarden – Milan, Italya
Ofislerin genel olarak sorunu insanların doğadan uzak kalması. Bu duruma çözüm getiren ThinkGarden doğayı kapalı alana taşımış. Sıradışı masa düzeni ve ofisin her tarafına yerleştirdikleri ağaçlar, büyük bitkiler ve çiçeklerle ThinkGarden çalışanlarına doğayla iç içe bir çalışma alanı sunuyor. Duvarlar bile sanki ormanın ortasındaymışsınız gibi bir his yaratmak üzere tasarlanmış. Parlak renkli mobilyalar çevresindeki bitkilerle doğayı yansıtıyor. Mobilyaların yeşillikle yaptığı kontrast ofise modern bir hava katıyor.
Pallotta TeamWorks – Los Angeles, Kaliforniya
Bu ofisin listedeki diğer ofislerin farkı bütçesi. Metrekare başına sadece 40 dolarlık bütçesi bulunan şirket, tasarımcıları yaratıcı çözümler bulmaya itmiş. Büyük bir depo içerisine yerleştirilen konteynırlar sayesinde ofis havası yakalanmış. Özgün tasarım ve canlı renkler çalışma alanını ilgi çekici hale getirmiş. Palotta TeamWorks çeşitli ihtiyaçlar için para toplanmasını sağlayan bir vakıf. Her yıl bağışçıları bir araya getirerek her bir yardım projesi için milyonlarla dolar para toplayabiliyorlar.
Corus Quay – Toronto, Kanada
Listedeki en büyük ofislerden biri olan bu ofis görüntüsünden de anlayabileceğiniz üzere aralarındaki en eğlenceli çalışma alanını sunuyor. 46 bin metrekarelik devasa bir alana sahip olan ofis Toronto’nun en akıllı binası olma özelliğini taşıyor. Binada 1100 çalışan bulunuyor. Eskiden 11 ayrı bina halinde olan ofis tek bir çatı altında birleştirilmiş. Bir çok sosyal alanı bulunan ofis bölmeli çalışma alanı kullanmamış. 5 katlı bir avluya, üç katlı bir kaydırağa ve televizyon stüdyosu üzerinde bulunan bir lounge’a sahip olan bina eğlenceye önem veriyor ve çalışanlarının yaratıcılığını artırmayı amaçlıyor. Bu sayede şirket büyümeye devam ediyor. Canlı renkler, büyük televizyonlar, buz hokeyi ringine benzer şekilde tasarlanmış toplantı masaları — bu ofiste aradığınız her şeyi bulabilirsiniz.
