Logo tasarımı bir markanın veya şirketin en önemli unsurlarından biridir. Örneğin Nike dendiği zaman insanların aklına ilk gelen gelen şey Nike logosudur. Ya Mercedes, BMW, Burger King için de aynı şeyler geçerlidir.
Sizin şirketiniz saydığımız bu multi-milyar dolarlık şirketler kadar büyümeyebilir, ancak her halükarda markanızın logosuna azami özen göstermelisiniz. Zira logonuz, şirketinizin olduğu her yerde sizi temsil eder.
Bu yazımızda işiniz için doğru logo seçimi konusunda oldukça faydalı ipuçları sunuyoruz size.
Nasıl Bir Logo İstiyorsunuz?
Genelde tipografi, illüstrasyon ve soyut elemenlerden oluşan 3 farklı logo türü vardır.
Tipografik logolarda (Prada) sadece yazı vardır. İllüstrasyonlar logolarda (Starbucks) belli bir görsel vardır. Soyut logolarda da (Spotify) adından anlaşılacağı üzere soyut şekiller vardır. Tipografik logolarda sadece yazı vardır, ancak diğer iki logo türünde de şekillere yazılar da eşlik edebilir.
Elbette bu üç türle sınırlı değilsiniz. Örneğin Adidas’ın hem tipografik hem de soyut logosu bulunmaktadır.
Kendinize Sormanız Gereken Sorular
İşiniz için faydalı olacağını düşündüğünüz bir logo tasarlatmadan önce şu soruları kendinize sormalısınız.
- Hedef müşteri kitlem kimlerden oluşuyor?
- Rakiplerim kimler? Rakiplerimin logo stratejileri nasıl?
- Benim şirketimi rakip şirketlerden ayıran özellikler neler?
- Logoda nasıl bir duygu iletilmesini istiyorum?
- Marka sloganım ne? Logo bu sloganla nasıl örtüşebilir?
Şayet halihazırda bir logonuz varsa, yukarıdaki soruları tekrar gözden geçirin ve yeni bir logo tasarlatacağınız zaman mevcut logonuzda beğenmediğiniz şeyleri tekrarlamayın. Logonun türü, rengi, boyutu, yönü, fontu gibi şeylere eleştirel bir gözle bakın.
Nasıl İlham Alabilirsiniz?
Logo konusunda karar verirken araştırma yapmanız gereken iki konu var: Birincisi rakiplerinizin logosu, diğeri de kendi logonuzda olmasını istediğiniz sanatsal unsurlar.
Ünlü tasarımcı Mali Hirsch, konu logo seçimi olduğunda acele etmemek ve iyi araştırma yapmak gerektiğini ifade ediyor.
“Bir tasarımcı olarak özellikle Steve Jobs’tan çok ilham alırım. Onun bir röportajında ünlü ressam Picasso’nun ‘İyi bir sanatçı kopyalar. Şahane bir sanatçı çalar.’ sözünü kullandığını hatırlıyorum. Bence gerçekten kayda değer bir şey üretmek istiyorsanız insanların daha önce ürettikleri muhteşem şeylere göz atmalı ve onlardan ilham almalısınız. Bu ilham neticesinde işin içine tasarımcı olarak kendi vizyonunuzu katarsanız ortaya orijinal ve şahane bir şey çıkacaktır.”
Mali Hirsch sözlerine şöyle devam ediyor:
“Bu durumu logo tasarımına uyarlarsak çevrenize bakmalı ve başarılı kabul edilen logoları neyin başarılı kıldığını anlamalısınız. Burada önemli olan başarılı bir logoyu kopyalamak değil, o logoyu özel kılan unsuru alıp kendi logonuzda da çalışır hale getirmektir.”
Renklerin Anlamları Nelerdir?
Yeşil belki en sevdiğiniz renk olabilir, ancak sırf yeşil seviyorsunuz diye logonuzu yeşil yapmak durumunda değilsiniz. Zira renkler, belli çağrışımlara sahiptir. Bu nedenle markanızın sahip olduğu imaja ve vermek istediği mesaja uygun bir renk seçmeniz gerekir.
Renklerin taşıdığı anlamları incelersek aşağı yukarı şöyle bir tablo çıkar karşımıza.
Mavi: Güvenilirlik, güç.
Kırmızı: Aksiyon, hareket, enerji, tutku, agresiflik.
Sarı: İyimserlik, motivasyon, sıcakkanlılık.
Yeşil: Doğa, huzur, sağlık. Açık yeşil huzuru, koyu yeşilse zenginliği ve prestiji simgeler.
Mor: Yaratıcılık, gizem.
Turuncu: Enerji, arkadaşlık, özgüven.
Pembe: Kadınsılık, heyecan, gençlik ve romantiklik.
Kahverengi: Güven, sadelik, güç.
Logonuzda en fazla 3 renk kullanmalısınız. Zira üçten fazla logonuza bakanların dikkatini dağıtacaktır.
Dünyanın en büyük markalarının logolarındaki renk dağılımına bakınca da şöyle bir durumla karşılaşıyoruz.
Dünyanın en büyük markalarının logolarında %33 oranında mavi, %29 oranında kırmızı, %28 oranında siyah/beyaz/gri ve %13 oranında sarı veya altın sarısı renkler kullanıyor.
Bu markaların %95‘i logolarında en fazla 2 renk kullanıyor.
%41‘i sadece tipografik logo kullanıyor.
%9‘unun logosunda şirket ismi geçmiyor.
Sadece %5‘i ikiden fazla renk kullanıyor.
Tasarımcının İşine Karışmayın
Logonuzu tasarlayacak kişiye logonuzun sahip olmasını istediğiniz duyguyu, logonun nasıl görünmesi gerektiği iyi bir şekilde aktarmalı ve işin bundan sonrasını tasarımcıya bırakmalısınız.
Bir tasarımcıyla çalışacağınız zaman o kişiye güvenmeniz son derece önemlidir. Bu nedenle tasarımcının daha önce yaptığı işler ve tasarladığı logolara, yani o kişinin portfolyosuna bakmayı asla ihmal etmeyin. Eğer bu kişinin yaptığı işler hoşunuza gittiyse o kişinin işine karışmayın ve logoyu tamamlayıp size sunmasını bekleyin.
Scott’s Marketplace’de çalışan grafik tasarımcı Marcus Shields bu konuda şöyle diyor:
“Eğer bir tasarımcının portfolyosunu inceleyip beğendiyseniz bu kişiye güvenebilirsiniz. Eğer ucuza kaçar ve sizin istediğiniz her şeye “evet” diyen birini bulursanız, sonuçta son derece vasat bir logoya sahip olursunuz.
Derdiniz logoysa Photoshop bilen bir lise öğrencisi bile size bir logo tasarlayabilir. Bu öğrenciye normalin 10’da 1 fiyatına logo hazırlatabilirsiniz. Ancak profesyonel deneyimi olmadığı için ortaya komik bir logo çıkma ihtimali de yüksek olur.
Özetle ne kadar profesyonel biriyle çalışırsanız size sunulan logolar da o oranda profesyonel ve başarılı olacaktır.”
Tasarımcıya Söylememeniz Gereken Şeyler
Logo tasarımı sürecinde tasarımcıyla iletişim halinde olmanız mühimdir. Ancak söylememeniz gereken bazı şeyler de mevcuttur. Örneğin “Logoyu biraz daha büyütebilir miyiz?” sorusu, özellikle grafik tasarımcıları çok kızdırır. Zira logonun sayfada daha çok yer kaplaması pek bir anlam ifade etmemektedir. Eğer logo başarılıysa tasarımcının yerleştirdiği şekliyle de başarılı demektir.
Bunun yerine daha spesifik önerilerde bulunmanızda fayda vardır. Mesela kare formatında bir logo istiyorsanız bunu tasarımcıya söyleyin. Daire biçiminde bir logo istiyorsanız bunu iletin. Kırmızı renginin ağırlıklı olmasını istiyorsanız iletin. Logonuzda negatif alan ile ilgili bir numara olmasını isterseniz bunu da söyleyin.
Zira siz bu logo için para ödüyorsunuz ve bu logoyu şirketinizin her yerinde kullanmak istiyorsunuz. Bu nedenle isteklerinizi uygun bir biçimde iletmek ve tasarımcıyla sağlıklı bir ilişki kurmak oldukça önemlidir.
Logonuzu Seçerken Nelere Dikkat Etmeli?
Eğer doğru hazırlanırsa bir logo bir şirketi yıllar boyunca taşıyabilir. Bu bağlamda toparlayacak olursak logo tasarımında yapılması ve yapılmaması gereken bazı durumlar var.
Yapmanız Gerekenler
Kalın çizgiler ve basit şekiller kullanın. Logonun küçük puntolarda bile okunabilir ve fark edilebilir olması gerekir.
Negatif alan kullanmayı unutmayın. Negatif alan nedir diye sorarsanız Fedex logosunda ok işaretine bakabilirsiniz.
Logonun renkli, siyah beyaz, tek renkli versiyonlarını bulundurun. Logonuzu farklı mecralarda kullanmanız gerekebilir. (Bardak ve tişört tasarımı, nakış, örgü vs.) Bunun için birkaç farklı formata sahip olmanız çok iyi olur.
Logonun büyütülebilir olmasına özen gösterin. Yani logonuz vektör formatında hazırlanırsa istediğiniz oranda kalite kaybı yaşamadan büyütme yapabilirsiniz. Tasarımcıdan farklı formatları istemeyi unutmayın. Aynı şekilde logonuzun dikey ve yatay versiyonlarını da tasarımcınızdan isteyin. Örneğin bir broşürde sizden başka 5 şirketin daha logosu varsa ve diğer logolar sizinkinden farklı bir oryantasyona sahipse sizin logonuz sırıtabilir ve küçük durabilir.
Siteniz, bir sekmede açıldığı zaman site isminin başında görünen minik bir grafik unsur olan “favicon” tasarlamasını isteyin tasarımcınızdan.
Yapmamanız Gerekenler
Logoda güneş ışığına benzer efektler kullanmayın. Bu tür ucuz efektler logonuzu da değersizleştirebilir.
İnternette önceden hazırlanmış bir logo satın almayın. Sizin orijinal sandığınız logoyu birçok şirket kullanıyor olabilir.
Bir logo türü popüler diye siz de o trende uymayın. Trendler gelip geçicidir, ancak orijinal çalışmalar daimidir.