Bazı insanlar için iş fikri bulmak sakız çiğnemek kadar kolaydır. Diğerleri içinse neredeyse imkansızdır.
Bana göre yeni bir fikir yaratmak çok kolay olmasa bile bu benim her zaman ve denemeden yaptığım bir şey. Ben bunun doğuştan gelen bir yetenek olduğuna inanmıyorum. Zamanla öğrenilen ve uygulanan bir beceri olduğunu düşünüyorum.
Bu “öğrenme” ilk olarak bilinçaltında başlıyor. Yaratıcılık ve inovasyon üzerine yapılan araştırmaların sayısı her geçen gün artıyor. Problemleri fark etmek ve ihtiyaçları bulmak için yeteri kadar pratik yapan ve çaba gösteren herkesin yeni iş fikirleri bulma becerisini geliştirebileceğine inanıyorum.
İyi fikirler networklerdir
En temel psikoloji dersini aldıysanız, beynin “nöron” denilen sinir hücrelerinden oluştuğunu biliyorsunuzdur. İnsan beyninde yaklaşık olarak 100 milyar sinir hücresi var. Bunlar bağlantıya geçtiğinde kararlar veren, etraftakileri algılayan ve bedenimize komutlar veren sinir sistemi oluşuyor.
Nasıl düşündüğümüz, ne düşündüğümüz ve neler yapabildiğimiz bu sinir hücrelerinin bağlantıları sonucunda oluşuyor. Sahip olduğunuz her his, her düşünce, her anı ve her duygu beyninizdeki sinir hücrelerinin sinyallerinin sonucu.
Aslına bakacak olursanız, yaşınız kaç olursa olsun insan beyninin bu bağlantıları yeniden yapılandırma ve yeni bağlantılar kurma kabiliyeti var. Nörologlar buna “esneklik” diyorlar. Ne kadar çok deneyimimiz olursa ve deneyimlediğimiz davranışta veya ortamda ne kadar çok değişiklik olursa, beyin de o kadar esnek oluyor veya yeni bağlantılar kurma ve eski bağlantıları yeniden yapılandırma kapasitesi o kadar artıyor.
Daha ileriki yaşlarda daha az şey yapmamızın, beynimizi daha az kullanmamızın, bilgileri daha zor hatırlamamızın ve bedensel işlevlerimizi daha az kontrol edebilmemizin sebebi budur. Beynimiz esnekliğini kaybetmez ancak yeni bağlantılar kurma alışkanlığını kaybetmeye başlar.
Benzer bir fark, yeni fikirler üretenler ve yeni fikirler üretemeyenler arasında da var. Ne kadar çok pratik yaparsanız, beyninizde yeni bağlantılar yaratma konusunda o kadar iyi olur. Basitçe söylemek gerekirse, beyninizi ne kadar aktif tutarsanız, yeni fikirler ve iyi fikirler bulmanız da o kadar kolay olur.
Ruhsal durum
“Where Good Ideas Come From(İyi fikirler nasıl ortaya çıkar?)” isimli kitabın yazarı Steve Johnson yıllardır bu konuyu araştırıyor ve bu konuyla ilgili yazılar yazıyor.
Steve Johnson en iyi fikirlerin şu zamanlarda bulunduğuna inanıyor:
- Farklı yerler keşfettiğinizde ve deneyimlediğinizde
- Fikrinizin yavaş yavaş, zamanla gelişmesine izin verdiğinizde
- Hatalar yaptığınızda
- Eski buluşların yeni kullanımlarını araştırdığınızda
Tarımın keşfedilmesiyle insanlar ilk kez yerleşik gruplar halinde yaşamaya başladı. İnsanların sayısı arttıkça bağlantılar da arttı ve iyi fikirler hızlı bir şekilde yayılmaya ve diğerlerinin zihinlerinde kök salmaya başladı.
Çalışırken, yaşarken ve deneyimlerken bunu aklınızda tutun. Bu bir şehirde veya üniversitede veya bir sürü insanın olduğu bir ortamda gerçekleşecek diye bir şey yok. Online olarak insanlarla etkileşimde bulunurken, kitaplar aracılığıyla ve iletişimin diğer yollarıyla da kolayca gerçekleşebilir. Anahtar “bağlanabilirliktir”.
Hadi birazda yeni iş fikirlerini nasıl bulabileceğinizden bahsedelim.
1 – Problemler çözün
İş fikri bulmanın en kolay yolu sahip olduğunuz problemleri çözmektir. En kolay ikinci yolda diğerlerinin problemlerini çözmektir. Bunlar Google veya Amazon gibi büyük çözümler olmak zorunda değildir, daha küçük çözümler de olabilir.
Problem çözen şirketlerden biri Fresh Step’tir. Fresh Step hijyenik ve güzel kokulu kedi kumu üretiyor. Kedi işini bitirdikten sonra, kum kümeleniyor ve hiç bir problem yaşamadan pis kısmı alabiliyorsunuz. Bu sayede kumu daha az sıklıkla değiştiriyorsunuz ve temizlemek daha kolay oluyor.
Problem çözen bir diğer favori ürün de Bose kulaklıklar. Bose’un en önemli özelliği sesi iptal etme teknolojisi ile donatılmış olması. Kalabalık bir ofiste çalışıyorsanız veya toplu taşıma araçlarını kullanıyorsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Merhaba dünya, hoşçakal dünya. Bu kulaklıkları ilk denediğimde, kendimi sualtındaymış gibi hissettim. Bugün, bu bir ihtiyaç.
Kahve veya çayı sıcak tutmak için termos, gözlerin kamaşmasını engellemek için güneş gözlüğü, hırsızlara karşı güvenlik alarmı, yangını söndürmek için yangın musluğu, dişlerin temiz olması için diş fırçası ve yemek artıklarının dişlerden çıkarılması için diş ipi gibi ürünler gerçek bir problemi çözmek için icat edilmişlerdir. Bu liste uzayıp gider.
Yapmanız gereken tek şey problemleri tanımlama konusunda iyi olmak. Her probleminizin yapım aşamasında olan bir fikir olduğunu anlarsanız, eğlenmeye başlarsınız.
Örneğin benim çok fazla takım var ve takılarımı yerleştirmek için bir takı standına ihtiyacım var. İstediğim gibi bir ürün bulamadığım için duvara raptiyeler batırıyorum ve takılarımı raptiyelere asıyorum. Piyasada problemimi çözen bir ürün henüz bulamadım. Eskiden küçük stantlar vardı ancak bunlar da daha pahalı mücevherleri koymak için kullanılıyordu. Aslına bakacak olursanız moda gelip geçici bir şey. Bir şeyi alıyorsunuz, bir kaç kere giyiyorsunuz ve bir tarafa koyuyorsunuz. Bu durum en çok taklit mücevherlerde yaşanıyor çünkü çok ucuzlar.
Benim problemim? Çok fazla takım var ve takılarımı koyabileceğim bir standım yok.
Araç sigortası şirketi ingenie’de iyi örneklerden biri. Genç sürücülerin birçoğu için sigorta yaptırmak masraflı bir şey. Ingenie bu problemi çözmek için akıllıca bir yol bulmuş. Arabaya koymak için küçük siyah bir kutu geliştirmişler. Bu küçük siyah kutu arabayı sürerken hız, fren yapma, hızlanma ve dönüşler gibi şeylerde dahil olmak üzere sürüş tarzınızı denetliyor. Her on günde bir 10 üzerinden puan veriyor. Üç aylık inceleme süresinden sonra puanınız ne kadar yüksek olursa, o kadar büyük indirim alıyorsunuz. Ingenie hem genç müşterilerinin daha ucuza sigorta yaptırmasına yardımcı oluyor hem de insanları daha iyi araba kullanmaya teşvik ediyor. Oldukça akıllıca.
Son bir örnek vermek istiyorum. GoPro’yu duydunuz mu? 2002 yılında kurulan bir kamera şirketi. Kurucu Nick Woodman sörf yapmak için Endonezya’ya gitmiş. Nick, onu sörf yaparken çekecek amatör bir fotoğrafçı ve uygun fiyatlardan satılan kaliteli ekipmanlar bulamamış. Bu problemin çözümü? GoPro kameranın geniş açılı objektifleri harika videolar ve fotoğraflar çekiyor. Bu özellik diğer uygun fiyatlı kameralarda yok. Kamerayı yerleştiriyorsunuz ve her anınızı kayıt altına alabiliyorsunuz.
İşteyken veya evdeyken sinirlerinizi bozan veya bir şeyleri yapmanıza engel olan şeyleri düşünün. Bir süredir belli bir sektördeyseniz o sektörle ilgili bir problemi fark etmiş olabilirsiniz.
İşyerindeyken masamdan kalkamıyorum çünkü iki monitörün olduğu tek yer masam. Bu beni deli ediyor. Çoğu zaman sessiz bir ortamda bir şeyler yazmak için masamdan kalkmam gerekiyor. Ancak ikinci monitör olmazsa yazma ve araştırma işini aynı anda yapamıyorum. Masamdan her uzaklaştığımda fedakarlık yapmış oluyorum. Bu problemin çözümü iki ekranlı bir laptop olabilir.
Birisi için çalışıyor olsanız bile, acı noktalarını bulmayı alışkanlık haline getirin. Kendi çalışanlarının kullanmadığı ürünleri satan şirketlere hayret ediyorum. Palo Alto Software’de önemli iş metriklerini yönetmek ve denetlemek için kendi ürünümüzü kullanıyoruz. Biz bunu yapmazsak, kullanıcının sorunlarını anlayamayız ve çözülmesi gereken problemleri belirleyemeyiz.
Problemleri bulmayı alışkanlık haline getirirseniz, bundan keyif almaya başlarsınız. Unutmayın ki, her problem yeni bir ürün, hizmet veya şirket için fırsat demektir.
Mutlaka okuyun: İş Hayatında Problemleri Çözmenin Yolları
2 – Problem olabilecek şeyleri çözün
Problemler çözmek yeni fikirler bulmanın tek yolu değil. İleride oluşabilecek problemleri çözmeye ne dersiniz?
Bunun en önemli örneklerinden biri Elon Musk’dır. Solar City(Güneş enerjisi kullanan teknolojiler) ve Tesla Motors (Elektrikli araçlar üreten şirket) fosil yakıtların eksikliği yakın gelecekte problemlere neden olacağını öngörerek kurulmuştur. Elon, problemler yaşanmadan önce problemleri çözmek için adımlar atıyor. Bu sayede bu inovatif adımı atan ilk kişi oluyor ve pazar yaratıyor. Günümüzde, net çözümleri olan sayısız potansiyel problem var. Fikriniz için pazar olmadığını düşünüyorsanız, pazarı siz yaratın.
3 – Gelişmekte olan ihtiyaçlara adapte olun
Psikolojik ihtiyaçlar aynıdır – gıda, barınma ve su ihtiyacı. Duygusal ihtiyaçlar da aynı olma eğilimindedir – kıskançlık, hırs, gurur, vb. Hangi ihtiyaçları karşılayan ürünler ve hizmetler aynı kalmazlar?
Sizler için çılgın bir örneğim var. İş ortağım hırslı bir tek tekerlekli bisikletçi. Dahası, hırslı bir tek tekerlekli bisiklet hokey oyuncusu.
Bu spor dalını Türkiye’de daha önce duymamışsınızdır ancak bu spor dalı İngiltere ve Almanya’da popülaritesi her geçen gün artıyor.
Tek tekerlekli bisiklet hokeyi oynarken tek tekerlekli bisiklet, buz hokeyi çubuğu ve tenis topu kullanıyorsunuz. Tek tekerlekli bisiklet hokeyi oyuncularına hizmet veren ve genel merkezi İngiltere’de olan Unicycle.com buz hokeyi sopaları stokluyor. İddiaya varım ki şu anda voleyi vuramayacaklar ancak tek tekerlekli bisiklet takımları büyüdükçe paraya para demeyecekler.
Gerçek veya modern bir ihtiyacı karşılayan ürünler ve hizmetler pazarlaması en kolay olan ürünler ve hizmetlerdir.
En popüler örneklerden biri “bulut depo”. Ne tür bir cihaz kullanırsak kullanalım verilerimize, bilgilerimize, fotoğraflarımıza veya müziğimize ulaşmak için bu depolara ihtiyacımız var. Google, Dropbox, Amazon, Apple, Microsoft ve bir sürü özel şirket bulut depo satıyor.
Mutlaka okuyun: Gelecekte Para Kazandıracak İşler
4 – İnsanların tasarruf etmesine yardımcı olun
İş fikri bulmanın bir diğer yolu da insanların tasarruf etmesine yardımcı olmaktır. Ben 23 vatlık enerji tasarruflu ampullerden kullanıyorum çünkü hem uzun ömürlüler, hem uygun fiyatlılar, hem de 100 vatlık ampullerle eşdeğerler.
Ve internet siteleri yüzünden birçok kitapevinin kapanmasından memnun olmasam bile internetten kitap alıyorum çünkü tasarruf etmeme yardımcı oluyor. Gerçek şu ki yüz binlerce Lira, Dolar veya Euro kazanmadığınız sürece har vurup harman savurmanın bir anlamı yok.
Bana kalsa bir tane Tesla araba sahibi olmayı, kitapları sadece bağımsız kitapevlerinden almayı ve bütün gıda alışverişimi organik pazarlardan yapmayı isterim.
İşte bu nedenle, insanları nasıl tasarruf ettireceğinizi belirlerseniz iyi, yeni veya yeni olmayan bir iş fikri bulabilirsiniz.
5 – İnsanların hayatını kolaylaştırın
Zamanlayıcısı olan bir kahve makinesi sabah uyandığınızda kahvenizin hazır olmasını sağlıyor, Nest gibi akıllı termostatlar enerji tasarrufu yapmanıza yardımcı oluyorlar, mağazalarda bulunan alışveriş sepetleri aldığınız şeyleri kucağınızda taşımanızı önlüyorlar. Liste uzar gider.
Unutmayın ki iş fikirleri bulmak demek yeni ürünler veya hizmetler bulacaksınız anlamına gelmiyor. Aslına bakacak olursanız, var olan bir hizmeti veya ürünü kolayca uyarlayabilirsiniz veya hayatı kolaylaştıran yeni bir faydasını insanlara sunabilirsiniz.
Örneğin yurtdışında faaliyet gösteren Kohls isimli mağazalardan aldığınız ürünlerin ömür boyu iade politikası var. Kutunuzu ve faturanızı kaybetseniz bile, ürünü geri alıyorlar ve yenisiyle değiştiriyorlar veya paranızı iade ediyorlar. Bu hem şirket hakkında olumlu şeyler düşünmenizi hem de fiyatları yüksek olsa bile tekrar tekrar onları tercih etmenizi sağlıyor. Kısacası, hayatınızı kolaylaştırıyorlar.
Kendiniz veya diğerleri için bir şeyleri kolaylaştırmanın her zaman küçük yolları var. Aslına bakacak olursanız, bu konu hakkında sürekli olarak düşünürseniz eski bir ürünün birisinin hayatını kolaylaştıran yeni bir yönünü keşfedebilirsiniz.
Salamon koşu ayakkabılarım tam olarak bunu yapıyor. Normal ayakkabı bağcıklarının aksine, Salamon’un bağcıkları koşarken açılmıyor. Asics kadar iyi olmasa da bağcıkları bağlamak için durmak zorunda kalmıyorum.
Etrafınızdaki şeylere bakmaya başlayın ve bazı şeyleri nasıl kolaylaştırabilirim diye düşünün. Ufacık bir değişiklik bile bir şeyi inanılmaz bir şekilde popüler hale getirebilir.
6 – Sevilmeyen görevleri veya işleri güzelleştirin
Online dünyada, pazarlamacılar ve geliştiriciler bir şeylerin kullanımını sıkıntısız hale getirmek için “oyunlaştırma” yazılımlarına başvuruyor. Harekete geçmeniz için sizi ödüllendirmenin küçük yollarını arıyorlar. Koşuya çıkarken, koştuğum mesafeyi ve ortalama hızımı takip etmek için Strava uygulamasını kullanıyorum. Uygulama bir önceki rekorumu geçtiğimde kupa veya onurlandırıcı başka küçük hediyeler veriyor. Bu beni teşvik ediyor.
Kısa bir süre önce, Kickstarter’da “Run an Empire” isimli bir kampanyaya rastladım. Bu uygulamada Strava gibi koşma deneyimini daha eğlenceli hale getireceğini vaat ediyor. Koşucunun bölgeleri ele geçirmesine izin veriyor. Amaç oldukça net. Yorucu olan koşma eylemini oyunlaştırarak eğlenceli hale getirmek.
Japonların yüksek teknolojili tuvaletlerini daha önceden duymuşsunuzdur. Müzik çalıyorlar, ısıtmalı koltukları var ve sıcak hava üflüyorlar.
Ne yapmaktan nefret ediyorsunuz? Bunu daha eğlenceli bir hale nasıl getirebilirsiniz? Örneğin ben birisinin kıyafetlerimi asmasını veya bütün faturalarımı benim adıma ödemesini istiyorum. Bunlara ilişkin herhangi bir çözüm biliyor musunuz?
7 – Tutkunu olduğunuz bir hobiyi veya bir şeyi işe dönüştürün
Düzenli olarak bir şeyler yapıyorsanız ve bu konuda iyi olduğunuzu düşünüyorsanız bunu bir adım öteye götürebilirsiniz ve işe dönüştürebilirsiniz.
Örneğin ben cam boyama, yazarlık, araştırma, takı yapımı, takı tamiratı, ışıklandırılmış hat ve sosyal medya eğitimi gibi şeylerle ilgileniyorum ve bunların hepsi potansiyel olarak işe dönüştürülebilir uğraşlar. Herkesin düzenli olarak veya belirli aralıklarla yaptığı şeyler var. Bu şeylerden herhangi birinde iyiyseniz ve iş fikri arıyorsanız, hobinizi işe dönüştürebilirsiniz.
İş kurma fikri gözünüzü korkutuyorsa, bildiğiniz bir şeyle başlayın. Bunu yaparsanız süreçten keyif alırsınız. Ancak iş kurma fikrini dikkatli bir biçimde düşündüğünüzden emin olun. Müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak veya faturaları ödemek gibi şeyler eğlenceli gelmeyebilir.
Mutlaka okuyun: Tutkunuzu Kara Dönüştürmenin 5 Yolu
8 – Bir ihtiyacı karşılayın
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki insan ihtiyaçlarından birini seçin ve bu ihtiyaçları karşılayabilecek ürünler veya hizmetler düşünün.
İnsanlar olarak suya ihtiyacımız var. Su içmezsek, ölürüz. Bu nedenle evlerimizde ve binalarımızda tesisatlar var. Ancak musluklardan akan su içilebilecek düzeyde olmadığından şirketler temiz su ihtiyacını karşılamanın yeni yollarını arıyorlar.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin “ait olma ve sevgi ihtiyacı” seviyesini düşünün. Facebook gibi şirketler kullanıcının arkadaşları ve ailesi ile temas kurmasını sağlıyor.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin “kendini gerçekleştirme” seviyesini düşünün. Tony Robbins gibi yazarlar hayallerinizi nasıl gerçekleştireceğinizi ve özgüveninizi nasıl arttıracağınızı anlatan kitaplar yazıyorlar.
Çıkarcı bir yaklaşımmış gibi görünse de, bugün kullandığımız ürünlerin birçoğu bu ihtiyaçlara sesleniyor. Aldığınız tuvalet kağıdı (fizyolojik ), kapınızdaki kilitler ( güvenlik ), arkadaşınız için aldığınız doğum günü kartı ( ait olma/sevgi), LinkedIn aracılığıyla istediğiniz tavsiyeler ( değer ihtiyaçları ) ve yaratıcılığınızı, ahlakınızı veya problem çözme becerilerinizi ( kendini gerçekleştirme ) geliştirmenize yardımcı olan durumlar ve araçlar.
9 – Temel duygulara hitap edin
Sizi ne sinirlendirir, ne mutlu eder, ne kıskandırır? Öfkeden faydalanan yeni bir sosyal medya sitesi var. İsmi Ello ve sadece davetle talep atılmasına rağmen oldukça ilgi gören bir site. Para kazanmak için kullanıcılarının kişisel bilgilerini diğer şirketlere satan Facebook gibi büyük reklam platformlarından nefret edenler bu siteyi tercih ediyorlar.
Sahip olduğunuz pozitif veya negatif duyguları düşünün. İnsanlar yedi duygudan bir tanesine göre kararlar veriyorlar. Bu duygular yedi ölümcül günah olarak biliniyor.
Kibir
Açgözlülük
Şehvet
Kıskançlık
Oburluk
Öfke
Tembellik
Mevcut ürünlerin veya hizmetlerin bazılarını düşündüğünüzde, birçoğunun bu duyguların avantajından faydalandığını veya bu duygulara hitap ettiğini kolayca anlayabilirsiniz. Güzellik salonlarını düşünün. Kaç kişinin hayatta kalmak için tırnaklarının kesilmesine veya ağda yaptırmaya ihtiyacı var? Gerçek şu ki evrimsel tepkilerimiz var.
İhtiyacı karşılamanın yanı sıra yeni ihtiyaçlar yaratan ürünler de var. Saça hacim vermek için tuz spreyi, saçı şekillendirmek için saç spreyi veya banyo yapmadığınızda kullanabileceğiniz kuru şampuanlar. Şirketler bu ürünleri satıyorlar çünkü temel ihtiyaçlarımızdan faydalanıyorlar.
Benim saçlarım çok ince telli olduğundan tuz spreyi ve hacim veren şampuanlardan alıyorum. Saç yağı kullanmıyorum ancak kalın telli ve gür saçları olan arkadaşlarım bu ürünlerden alıyorlar. Sonuçta bu ürünlerin hiçbiri gereklilik değil.
Yukarıda yer alan yedi ölümcül günaha tekrar göz atın ve düzenli olarak kullandığınız ürünlerin ve hizmetlerin kaç tanesinin bu ihtiyaçlardan faydalandığını düşünün.
Mutlaka okuyun: Yeni İş Fikirleri Oluşturma ve Bu Fikirleri Hayata Geçirme Yolları
10 – Deneyim kazanın
Ne kadar çok şey yaparsanız o kadar çok deneyim kazanırsınız.
Bill Gates yeni iş fikirleri bulma konusunda mutlu tesadüflerin gücüne fazlasıyla inanıyor. Gates farklı konular üzerine yazılmış kitaplar okuyor.
London Business School’da pazarlama profesörü olan Nirmalya Kumar yeni fikirler bulmak için meraklı olmak gerektiğini savunuyor.
Nirmalya Kumar bir video röportajında şunları söylemiş: “Bu kadar çok okumasaydım ve bağlantılar bulmaya çalışmasaydım söylediklerimin ve yazdıklarımın diğerlerinin söylediklerinden ve yazdıklarından bir farkı kalmazdı.” Farklı şeyler okumak yeni fikirler bulmasına ve konular arasında yeni bağıntılar kurmasına yardımcı oluyor.
Nirmalya Kumar: “Akıl ve ham bilgi fazla abartılıyor. Önemli olan farklı ilgi alanlarına sahip olmak”
Fikirler bulmanın bir diğer kolay yolu da daha çok şey yapmaktır. Ben bu sayede yazmak için yeni konular buluyorum ve insanlara farklı şeylerden bahsediyorum. Bunu yapmazsam bildiğim şeylerle sınırlı kalırım. Alışılmış eylemlerinizin dışında bir şeyler yapın ve okuyun.
Mutlaka okuyun: Alışveriş Yapmayı Bırakın, Deneyimlere Odaklanın!
11 – Diğerlerinin fikirlerinden ilham alın
Bunda utanılacak bir şey yok. Aslına bakacak olursanız iyi iş fikirlerinin büyük çoğunluğu bu şekilde ortaya çıkıyor.
K. Rowling ve Harry Potter’ı düşünün. Ölü yiyicilerin Ku Klux Klan’dan ( Amerika’da kurulmuş siyahi karşıtı ırkçı gizli örgüt ) model alınmadığını ve yasak ormandaki örümceklerin Lord of the Rings’den alınmadığını söyleyin. Aslına bakacak olursanız Harry Potter’daki orijinal ve tamamen imgesel bir oyun olan Quidditch bile süpürge sopasına binen cadılardan ilham alınarak tasarlanmıştır.
Güney Afrika’da yer alan ve en favori tatil beldelerinden biri olan Palace of the Lost City’i düşünün. Palace of the Lost City, gerçek bir kayıp şehrin kalıntılarına göre inşa edilmiş devasa bir tatil yeridir.
Albert Einstein’ın şu sözüyle makaleyi bitiriyorum: “Yaratıcılığın sırrı kaynaklarınızı nasıl gizleyeceğinizi bilmektir.”